Ebeveynlik Stilleri

Ebeveynlik Stilleri ve Ebeveyn Çocuk İlişkisi üzerine etkileri
Ebeveyn çocuk arasında sağlıklı bir iletişimin kurulması aralarındaki ilişkinin kalitesi üzerinde etkili olmaktadır. Çocuklar yaşamlarında onlara gerektiğinde sınır koyacak, onları destekleyecek, onları yönlendirme ve özgür kılma arasındaki dengeyi kuracak ebeveynlere ihtiyaç duymaktadır. Ebeveyn-çocuk arasındaki ilişki büyük ölçüde anne ve babaların onlara karşı olan tutumundan etkilenmektedir.
Baumrind (1980; 1991)’e göre üç temel çocuk yetiştirme tarzı-ebeveynlik stili mevcut bulunmaktadır. Bunlar yetkeci ebeveynlik, izin verici, demokratik/dengeli ebeveynlik stilleridir. Yetkeci ebeveynlik stilinde ebeveyn- çocuk ilişkisi çok katı kurallar çerçevesinde ilerleme göstermektedir. Duygusal açıdan eksiklik ve katı disiplinin bulunduğu bu yetiştirme tarzında çocuklar hoşgörüden uzak bir ortamda büyümektedirler. Bu nedenle de kaygılı, özbenlikleri zarar görmüş, kendilerine saygı seviyesi düşük çocuklar yetişmektedir.
İzin verici ebeveynlik stilinde ise çocuğa karşı gösterilen hoşgörü ve özgürlüğün bir sınırı bulunmamaktadır. Bu stilde çocuklar gerekli olan disiplini alamamakta ve çok serbest bir çocukluk geçirmektedirler. Bu çocuklar ise stresle başa çıkama, sorumluluk almakta güçlük çekme gibi birtakım problemlerle yüzleşmek zorunda kalmaktadırlar.
Demokratik/dengeli ebeveynlikte ise çocuğa gösterilen şefkat ve disiplin konusunda tutarlı bir denge mevcut bulunmaktadır. Ebeveyn-çocuk iletişimi ve ilişkisinin olumlu yönde ilerlediği bu stilde çocukların gerçek dünyaya adapte olmak konusunda diğer türlere göre daha başarılı olduğu gözlenmektedir.
Bir diğer sınıflandırmada ise sekiz tip ebeveynlik tutumundan bahsedilmektedir. Bunlar; otoriter, serbest, ilgisiz ve kayıtsız, dengesiz ve kararsız, aşırı koruyucu, reddedici, mükemmelliyetçi ve güven veren/destekleyici anne-baba tutumlarıdır.
Otoriter tipteki ebeveynler çocuklarını yüksek düzeyde disiplin ve hoşgörü olmayan bir ortamda robot çocuklar şeklinde yetiştirmektedirler. Kontrolün anne-babada olduğu, çocuğun en ufak bir söz hakkının olmadığı, ceza sisteminin kendisine yer bulduğu bir ortam söz konusudur. Bu ortamda büyüyen çocuklar içine kapanık, korkak ve çekingen olabilirken tam tersi şekilde otoritenin bulunduğu diğer ortamlarda aşırı uç bir şekilde isyankar tavırlar sergileyebilmektedir.
Serbest ebeveynlik tutumunun mevcut olduğu ailelerde evin kral ve kraliçeleri çocuklardır. Çocukların istekleri ebeveynlerin düşüncelerine bakılmaksızın kabul görmektedir. Anne-babalar çocuklarına herhangi bir yönlendirmede bulunmamakta ve onları her konuda serbest bırakmaktadırlar. Bu şekilde büyüyen çocuklar toplum kurallarına uyum sağlayamamakta, bencil, insanların onların isteklerini yerine getirmesi gereken kişiler olarak görmektedirler.
İlgisiz ve kayıtsız ebeveynler çocuğun davranışlarına karşı tamamen tepkisiz kalan, onlara bir sıkıntı yaratmadıkça çocuklarıyla herhangi bir şekilde ilgilenmeyen kişilerdir. Bu ebeveynlik stilinde ebeveyn-çocuk iletişiminde ciddi kopukluklar söz konusudur. Çocuklar ilgi çekmeye çabalarken büyük hatalar yapabilmekte ve sorunlu kişiler haline gelebilmektedir. Çocuk ebeveynleriyle olduğu gibi ileriki yaşamında da başka kişilerle ilişki problemleriyle karşı karşıya kalabilmektedir.
Dengesiz ve kararsız ebeveynler ise çocuğun aynı davranışı karşısında farklı tepkiler verebilmekte ve tutarsız davranışlar sergilemektedirler. Bunun yanında aynı davranış üzerinde anne ve babanın aynı görüşe sahip olmaması da önemli bir tutarsızlık etkisi yaratmaktadır. Bu çocuklar güven problemleri yaşayan, kaygılı, tutarsız kişiliklere sahip olabilmektedirler.
Aşırı koruyucu ebeveynlik tutumunda aileler çocukları bir nevi pamuk ipliğine sarmakta onları küçük prens ve prensesler gibi yetiştirmektedir. Cam fanus içinde yaşayan bu çocuklar sorumluluk almakta, stresle baş etmekte güçlük çekmekte ve bağımlı kişilikler olarak yetişmektedirler. Bu çocuklar sürekli ilgi görme, başkalarının onların yerine sorumluluk alması ve karar vermesi ihtiyacı duymaktadırlar.
Reddedici ebeveynlik tutumunun bulunduğu ailelerde çocuklar ilgi ve alakadan, şefkatten yoksun, düşmancıl bir ortamda büyümektedirler. Ebeveynlerinden sevgi göremeyen bu çocuklar suça meyilli olarak yetişmekte, ilişki kurmada ciddi sıkıntılar yaşamakta, alkol sigara bağımlılığı gibi alışkanlıklara sahip olabilmektedirler.
Mükemmelliyetçi ebeveynler ise herkese örnek olacak, parmakla gösterilen çocuklar talep etmektedirler. Yüksek beklentilere sahip ebeveynler karşısında çocuklar bu beklentileri karşılamakta güçlük çekmekte ve kendine güvensiz, tedirgin, hata yapmaktan aşırı korkan kişiler haline gelmektedirler.
Güven veren/destekleyici tutum ise; anne babanın çocuklarını değiştirmeye çabalamadan, var olduğu haliyle kabul ettikleri bir ebeveynlik tutumudur. Bu aileler çocukların düşüncelerine önem veren, karar alınırken çocukların da fikirleri soran ve onlara seçenekler tanıyan ebeveynlerden oluşmaktadır. Ev ortamında hoşgörünün yanında kurallar da mevcuttur. Böylece çocuklar tutarlılık içerisinde çelişkiye düşmeden nerede nasıl davranacağını bilen kişiler olarak yetişmektedirler. Bu çocuklar bağımlı bireyler olmak yerine güvenli bağlanmayı gerçekleştirebilmiş bireyler haline gelmektedirler. İnsanlarla kolay iletişime geçebilen, sosyal, toplumsal kurallara uyum sağlayabilen insanlar olmaktadırlar.
Huzurlu bir ev ortamı ve sağlıklı aile ilişkileriyle beraber çocuğun karakter özelliklerini olumlu yönde gelişmesini sağlamak için ebeveynlik stillerine dikkat edilmelidir. Ele alınan bilgilerden hareketle demokratik/dengeli ebeveynlik ve güven veren/destekleyen ebeveynlik stilleri bir çocuk üzerinde olumlu etki yaratacak ebeveynlik stilleridir.